Dost
Gül Çağan DehnelilerDost
Genç adamın biri,
Dermiş babasına her gün;
'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
Baba, itiraz eder,
Olmaz öyle çok dost, hakikisi
Belki bir, belki iki,
Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki...
Devam eder durur konuşma...
Aralarında başlar bir tartışma,
Karar verirler bir sınava,
Dostun hakikisini anlamaya...
Bir akşam bir koyun keserler,
Ve koyarlar çuvala.
Baba der ki oğluna,
'Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna'.
Çuvaldan kanlar damlamakta,
Sanki öldürmüşler de bir adamı,
Koymuşlar çuvala,
Dıştan böyle sanılmakta.
Delikanlı sırtlar çuvalı,
Gider en iyi bildiği dostuna,
çalar kapıyı.
O dost, bakar ki bir çuval,
hem de kanlı,
Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına,
Almaz içeri arkadaşını,
Böylece tek tek dolaşır delikanlı,
Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.
Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır.
evlat geriye döner.
Ama içten yıkılır...
Babasına dönerek; haklıymışsın baba ' der.
Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana.
Baba 'hayır Evlat 'der, benim bir dostum var bildiğim.
Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona.
Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar.
Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar...
Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir.
O dost, delikanlıyı alır hemen içeri.
Geçerler arka bahçeye.
Bir çukur kazarlar birlikte,
Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye,
Üzerine de serpiştirirler toprak.
Belli olmasın diye dikerler sarımsak...
Genç adam gelir babasına;
'Baba, işte dost buymuş' diye konuşunca,
Babası; 'daha erken, o belli olmaz daha.
Sen yarın git O'na, çıkart bir kavga,
Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona,
işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi.
Sonra gel olanları anlat bana...'
Genç adam, aynen yapar babasının dediğini,
Maksadı anlamaktır dostun hakikisini,
babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!
Der ki tokadı yiyen DOST;
'Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada'!
.................................
Olmasa da olur dediğimiz insanlarla doludur hayatımız; tanıştığımız, selamlaştığımız; klasik cümlelerle iletişim kurduğumuz, yanıtlarını merak etmediğimiz sorular sorduğumuz...
İyi insan olmadıkları için mi uzak dururuz onlardan? Hayır, hiç sanmıyorum.
Gönülde biter her şey; akla yararlı gelse de samimi bir ilişki, gönlün hayır dediğine ısınmak mümkün olmaz.
İster dünyanın en yakışıklısı, ister en güzeli olsun; ister en zengini, ister en komiği; ne yapsa nafile; yüreğine ulaşamaz.
Başkası için özel olan, senin gözünde dünyanın en sıradan insanıdır ve ... yüzüne bakmaz kimisi vazgeçemediğim dediğinin...
Gönlümüzdür hükümdar; kime ne paye vereceğini o belirler.
Kimine “dost”, “yar”, kimine “tanıdık”, “arkadaş” deyip, çıkar işin içinden...
Özünde iyi olduğuna inansam da insanların, herkesi sevemem onun yüzünden...
Hem, kalabalıktan da hoşlanmaz zaten; sevginin, sevdiklerinin hakkını vermek ister.
Sonuçta, sevmek büyük bir sorumluluktur; emek vermek gerekir, ilgilenmek...
Sevdiğim her insanın yaşamına bir anlam katmalıyım; zorlu ve vazgeçilmez bir serüven olmalı; dost dediğim insanlarla aynı zaman dilimini paylaşmak!
Hani, bilirsiniz işte! Dostlar vardır çiçek gibi; koklar koklamaz alır götürür bütün yüklerinizi...
Evsizseniz ya da odun kömür bulamıyorsanız yakmaya; uzundur kış geceleri...
Dostlar vardır soba gibi; yüreğindeki ateşle ısıtır ellerinizi...
Dostlar vardır; fırtınada sığınak, güneşte gölge; yanarken buz gibi su dökmez üstünüze; aksine, harlandırır ateşi; bilir ki, yanmayanı hiçbir şey söndüremez.
Dostlar vardır, yıldız gibi; hava kapalıyken bile, kapkara bulutların bekçisidir gökyüzünde...
Dostlar vardır, arada bir uğrayıp alt üst eder yaşamınızı; dili zehir zemberek, bakışları keskindir.
Dostlar vardır gül gibi; sarılırken yaralanmayı göze almanız gerekir. Hani, kiminin yoluna halı sersen kar etmez; dostlar vardır, minder de kafi gelir; sen olursan fark etmez.
Dostlar vardır; rakısız çözülmez dili, muhabbeti çekilmez; dostlar vardır, efkarının sebebi bir bardak demli çaydır.
Dostlar vardır, omzu her derde devadır.
Dostlar vardır, iyi bir öğretmen gibi, nasıl sorulacağını öğretir.
Dostlar vardır dağ gibi vakur; toprak kadar bereketli, mert...
Dostlar vardır; ney gibi hüzünlü, saz gibi asi; şiir kadar büyük...
Dostlar vardır türkü gibi; her zaman söylenmeseler de her daim içinde taşır sevdasını; yangınını bulaştırır bir gönülden diğerine...
Dostlar vardır baki; tanıştığın gün doğar, yittiği gün ölürsün! Zamana ve darbelere; yollara ve hasretlere dirençli...
Dostlar vardır, közde mısır, kadehte şarap; ateşte yanmanın da, şarapla sönmenin de tadı damağındadır.
Dostlar vardır; yüreğine kök salmış bir çınardır; hiçbir şey deviremez; gönülden gönüle kurulmuştur köprüler; ne yaşansa atılamaz!
Dostlarımız vardır bizlere benzerler biraz...
Dostluklar vardır, erken dolar vadesi; dostluklar vardır, devam eder ahrette!
İşte böyle dostlardır; her şeye lanet ettiğin günlerde bile, yaşamını güzel kılan...
Gönül, her yerde onları arar.
Ve bulduğunda haber gönderir bize; bir sıcaklık yayılır yüreğimize; bunda bir iş var deriz, takılırız peşine...
Dost olalım gönlümüzle!
Hep mutlu kal…..
Yazan : Gül Çağan Dehneliler
26 Mart 2008